Burhan Oralay
 
! Gümrük / Gümrük Olgusunun Yeri ve Önemi

Gümrük Olgusunun Yeri ve Önemi

"Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği Dergisi"nin Haziran 2009 Tarihli 13. Sayısında Yayımlanmıştır.

! GÜMRÜK

GÜMRÜK OLGUSUNUN YERİ ve ÖNEMİ

Gümrük iki - üç cümle ile geçiştirilebilecek denli basite indirgeneceği gibi üzerine kitaplar doldurulsa yine de eksik noktaları kalacak özellikte geniş kapsamlıdır.

Gümrük Hukuku, Kamu Hukukunun özel bir dalı olup, gümrük sınırlayıcı, koruyucu, cezai, özel işlere ilişkin işlevi olan, ülkelerin kendi ekonomik çıkarlarının başka ülkeler çıkarları ile ithal, ihraç, transit malları aracılığıyla zaman zaman değişken hükümlere göre dengelendiği uygulama alanıdır.

Gümrük kapıları, devletlerin kendi ekonomilerini dışa karşı dengelemelerinde çok önemli bir araçtır.

GÜMRÜK DEVLETLERİN EKONOMİK SINIRIDIR. Bu sınırın önemi de siyasal sınırların öneminden daha az değildir.

Gümrükler yoluyla ülkelerin ürünleri, teknolojileri zaman zaman iş birliği ve iş bölümü, zaman zaman da önlemler şeklinde rekabet dengeleri sağlanarak dışa karşı korunur. Bu amaçla yerine göre haşin ama ciddi kararlar doğrultusunda yollar izlenir. Günümüzde Amerika ve İngiltere gibi en liberal devletlerin gümrüklerinde dahi Türk tekstil sanayiine karşı konulan kotalar benzeri birçok önlem alınır. Her ülkenin gümrükleri sınırlayıcıdır.

Gümrüğe ilişkin olumlu olanaklar uluslar arası ticareti arttırır. Gümrüğe ilişkin politikalar serbest piyasa ekonomisi gereklerine göre seyir izlemeli, ulusal ekonomik politikalara ters düşmemelidir.

Her ülkenin kendisine özgü bir gümrük hukuku ve işleyişine göre rejimleri vardır. Genelde gümrük rejimleri diğerlerine göre takdir yetkisine azami izin veren hukuksal ve ekonomik rejimlerdir ancak, kamu görevlilerinin takdir hakkı boyutlarının azaldığı oranda hukuk nosyonu yükselir, nesnel (objektif) ölçütler, hukuka uygunluk artar, ülkenin Hukuk Devleti olma sıfatı yükselir. Bu nedenle Gümrük Rejimlerinde Nesnellik Ölçütleri arttırılmalıdır.

Gümrükler, tarihler boyunca gerek ülkeler arasında, gerek bireyler arasında, gerekse bireylerlerle devletler arasında daima karşılıklı çıkarların çatıştığı noktalar olmuştur.

Gümrük gibi nerede ise insanlık tarihinde erişilebilen en eski zamanlardan bu yana toplumlar arası ticaretin odak noktası olan bir konunun geçmişi serilmeden, doğrudan irdelenmesine girilmesi biraz desteksiz, dayanaksız olur ve havada kalır.

Bu konuda doğru kaynaklar bulmanın çok zor olduğu noktada Gümrük Teftiş Kurulu emekli Başmüfettişlerinden Sn. Dr. Turhan Atan'ın, Türk Tarih Kurumu Başkanlarından Sn. Prof. Dr. Yaşar Yücel'in kaynak katkıları ile oluşturduğu "Türk Gümrük Tarihi" adlı eseri konuya ilgi duyanlar için büyük bir nimettir ve mutlak suretle okunması, incelenmesi gerekir. Eserin 1. cildi Türk Tarih Kurumu yayımlarından, 2. cildi Gümrük Müfettişleri Derneği yayımlarından yayınlanmıştır.

Gümrük İş Birliği Konseyinin resmi yayınlarında yer alan "Gümrükler, bir ülkenin ekonomik yapısının temel taşlarını teşkil ederler. Bir ülke gümrüklerine sahip değilse ya da gümrüklerine sahip olmak için yeterli uzman elemanları yoksa, o ülkenin ekonomisinin sağlıklı olması beklenmemelidir." deyişi de gümrük olgusunu yeri ve öneminin önemli bir göstergesidir.

Gümrükler devletlerin teşkilat yapısı, vergi sistemleri, uluslar arası ticari ve ekonomik ilişkileriyle doğrudan ilgilidir ve bu ilişkilerin uygulama yeridir.

Gümrük kelimesi Türkçede Selçuklular döneminde ve haçlı seferlerinden itibaren kullanılmaya başlanılmıştır. Daha önce Türk dilinde böyle bir kelime yoktu ve "Gümrük - Gümrük Vergisi" anlamında "tamga" kelimesi kullanılıyordu.

Tarihler boyunca ülkeler arasında ticaret ve uluslar arası ticaretin olduğu yerde daima gümrük ve kendisine özgü kuralları, işleyişi olmuştur, vardır ve olacaktır. TARİH, YAŞAMIN BÜTÜNÜNDE EN ÖNEMLİ UNSURUN DIŞ TİCARET, DIŞ TİCARETİN DE EN ÖNEMLİ UNSURUNUN GÜMRÜK OLDUĞUNU TARTIŞILMAZ BİR BİÇİMDE ORTAYA KOYMAKTADIR. Yine tarih, ticari ilişkilerin iyi düzeyde olduğu toplumlarda kültürel alış verişin yanı sıra refah düzeylerinin de belirgin biçimde yükselmiş olduğunu bize açıkça anlatmaktadır. Gümrükler, ticari ilişkilerin ötesinde uluslar arası ilişkilerinde uygulandığı yerlerdir.

Osmanlı İmparatorluğu öncesi dönemlere ilişkin gümrüklerimizin incelenmesinden, gümrüklerimizin ilk çağlardan itibaren mevcut olduğu, ilk gümrüklerimizin de tarihte ilk Türk devleti sayılan Büyük Hun Devleti çağında kurulup düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Buraya kadar olan anlatımımda amacım, gümrük olgusunun vazgeçilmezliğini, önemini ve yaşam içerisindeki yerini sergileyebilmekti. Konuya bu amacı vurgulayabilecek kadar ama pek çok ayrıntıyı da atlayarak yüzeysel değindim.

Gümrüklerin vazgeçilmezliğine bir teyit te "Türkiye Cumhuriyetinin 50. Yılı Münasebetiyle" adlı T. C. Gümrük ve Tekel Bakanlığı yayınındaki "Gümrük ve Gümrük Muhafaza kuruluşlarında hizmet gören amir ve memurların sayısı bütünüyle ve 1973 yılının ilk yarısı itibarı ile 4425 adettir. Genel bütçemizin % 1,5 unu aşmayan bir masrafla aynı bütçenin % 30 unu aşan gelirini de bu teşkilat, yani Gümrük İdareleri tahsil etmektedir." ifadesidir.

GÜMRÜK OLGUSUNUN İRDELENMESİ

Gümrük tarihçesinden anlaşılacağı üzere geçmişten bu yana alınan vergiler nedeniyle gümrükler maliye ile bir bütün gibi işlem görmüşlerdir. Cumhuriyetimiz döneminde 1984 senesinde gümrük ve maliye teşkilatlarının aynı çatı altında birleştirilmesi buna somut bir örnektir. Ne var ki kendi iç bünyesinde başlayan tıkanıklıklar nedeniyle, çok büyük aksaklıklara, yavaşlamalara, gecikmelere ve kısmen de çözümsüzlüğe mahkum edilen iş ve işlemler yüzünden çok büyük milli servet kayıpları olduğu acı bir gerçektir.

Bu sıkıntılar kural koyucuları yeni arayışlara itmiş, iki teşkilatın çatıları ayrıştırılmıştır. Bu günkü konum dahi yeterli doğrulukta değildir. Gümrük olgusu ülkemizde daha henüz gerçek anlamına ve yerine oturtulmamıştır.

Her olgunun kendi kişiliğine kavuşuncaya kadar geçirdiği evreler ve aşamalar vardır. Devlet idare sistemlerinin bile gerçek anlamda gelişmediği çağlarda, bu uygulama pek yadırganmayabilir ama günümüzde böylesine önem arz eden ve özelliği gereği insanların uzun yıllar aynı işte çalışmalarını gerektiren uzmanlık konularından oluşan gümrüğün ayrı bir Bakanlık olması elzemdir. Bakanlık bünyesinde de Gümrük işlerinin de cesaretini bilgisi ve bilgisine olan inancından alan ehil ellere teslimi şattır. Bu kişilerin daha baskısız ortamlarda çalışabilmesi içinse vekil değil asil olarak görevlere atanmış olmaları mutlak suretle gereklidir. Ancak bu şekilde gümrük işlemlerindeki itilaflar adil kararlar doğrultusunda çözümlere ve aktif işlemlerin yürütüldüğü gümrük idarelerine paralel hıza kavuşabilir.

Gümrük gibi böylesine önemli alanda görev yapan böylesine özellikli işleri yürütecek kişilerin belirli ve benzeri eğitimi ve öğretimi alması şarttır. Günümüzde, karşılıklı çıkarların çatışma ve odak noktası konumundaki gümrüklerde farklı eğitim, öğretim ve kültürlerden gelen insanların yürütmesinde olan gümrük işlemlerinin aksayan pek çok yerinin onarımı ve hatta mükemmel işleyişe ulaşabilmesinin yolu yürütmecilerin aynı dili konuşan, geldikleri kültürleri farklı da olsa benzeri eğitimi, öğretimi almış insanlardan oluşmasıyla mümkün olabilecektir.

M. Ö. 6. yüzyılda yaşayan büyük Çin düşünürü Konfüçyüs'ün dediği gibi, insanların birbirleriyle anlaşabilmeleri için aynı dili konuşmaları gerekmektedir. Gümrüğe ilişkin olarak aynı dili konuşmaktan kastım ise doktorlar, hukukçular ve bunun gibi meslek erbaplarının kendi aralarında konuşarak anlaştıkları türden, gümrükçülük mesleği erbaplarının da gerek deyimleri, gerek konulara bakış açıları ve yaklaşımları, gerekse karşılaşılan problemlerde yürütülecek mantık, geliştirilecek karineler yönünden birbirlerini anlayabilecekleri hisleri, düşüncüleri geliştirecek, olaylar karşısındaki tutum ve tavırlarını belirleyecek temel eğitim ve öğretimden geçerek oluşturacakları anlayış biçimidir. Başka bir anlatımla, hukukçuların sahip olması gereken Hukuk Nosyonu gibi bir Gümrük Nosyonu oluşturulmalıdır. Gümrüğün bir hukuk olması sebebiyle gümrük işleri ile uğraşacak olanların meslekteki konumlarına orantılı olarak hukuk nosyonuna da sahip olmaları gerekir.

Bir bilgin, bir devlet adamı, bir reformcu olduğu kadar büyük bir öğretmen de olan filozof Konfüçyüs'ü kendi çağında iyi bir yönetimin var olmaması ve halkın ıstırap çekmesi fazlasıyla rahatsız etmiş ve O'na ideal bir hükümetin hasretini çektirmiştir. Yüzyıllar boyunca birbirlerinin devamı niteliğindeki uygarlıklar geliştikçe aynı ıstırabı duyan, aynı hasreti çeken insanlar çoğaldıkça, düşüncüler ve sıkıntılar paylaşıldıkça alternatif çözümler geliştirilmiş, denemeler yoluyla sürekli gelişen Dünya, günümüzdeki idarelere ulaşmış ancak yine de arzulanan hedeflere varılamamıştır.

Bu nedenle kaynamalar, yeni denemeler sürmekte ve bu süreç bir bütün olan yer küredeki insanların benzer eğitim, öğretim, kültür ve refah düzeylerine gelinceye kadar süreceği benzemektedir. Çünkü Dünya bir bütündür, gelişen toplumlar Dünyada lider veya patron konumuna gelseler dahi diğer toplumların sıkıntılarından etkilenmektedirler.

Uluslar arası ilişkilerin odağına giden her yolun kapısı olan, bir rejim, bir politika konumundaki gümrük konusuna kitlelerin ilgisinin yoğunlaştırılması gerekli olup bunun sağlanması gümrük konusunda rol alan her kurum, kuruluş ve bireye düşmektedir.

Gümrük politikasını çizebilecekler, dayanıklılığını düzenleyebilecek ise devletin yürütme organı olan hükümetlerdir. Hükümetler gelip geçicidir. Baki olan devlettir. Devletin yürütme organı hükümet olduğu için yeni gelen her hükümetin, Anayasamızda ki İdarelerin Bütünlüğü ilkesine halel getirmeden bu görevlerini yerine getirmelilerdir.

GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ ve MÜŞAVİRLERİ

Gümrük Müşavirliği mesleği Gümrük Kanunu ile oluşturulan bir kurumdur.

Gümrük Kanunu ve Yönetmeliğinde Gümrük Müşavirliği Mesleği teminat altına alınarak bir güvence yaratılması hedeflenmiştir.

Gümrük Müşavirliği Ticaret Hukuku ve Türk Ticaret Kanuna göre doktorluk, avukatlık gibi bir serbest meslektir. Mülga 1615 sayılı Gümrük Kanununun Yönetmeliğine göre de bir serbest meslektir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile hem serbest meslek hem de tüzel kişilik olarak ifası mümkün olabilen bir kurum haline getirilmiştir.

Gümrük hizmetlerinin daha kaliteli karşılanabilmesinde gümrük memurlarının iş arkadaşları (partnerleri) konumundaki gümrük müşavirleri bir yandan yargıda görev yapan avukatların bir yandan da maliyede görev yapan serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler gibi gümrüklerde kamu görevi yapmaktadırlar. Bu sebeple 4458 sayılı kanun öncesinde ki adları Gümrük Komisyonculuğu da, 4458 sayılı kanunla birlikte verilen yeni unvanı Gümrük Müşavirliği de görev kapsamını tam ifadeden uzaktır. 4458 sayılı kanun öncesindeki unvanı, İngiltere'deki borsa aracılık hizmetleri işini yapanlar için kullanılan "broker" karşılığı "komisyoncu" kelimesi kaynaklıdır. O vakitler kanun koyucu Gümrük Müşavirlerinin yaptığı işi bir anlamda gümrük işleri içerisinde aracılık hizmeti gibi görmüş, İngilizce karşılığı olan "customs broker" deyiminden hareketle "gümrük komisyoncusu" olarak belirlemiştir. 4458 sayılı kanunda değişen yeni unvan "gümrük müşavirliği", "mali müşavirlik" kavramı kaynaklıdır. Aslında "müşavirlik" kavramı mali müşavirler içinde gümrük müşavirleri içinde yetersiz kalmaktadır. Gümrük müşavirlerinin icraatları hem İtalyanca "avvocato" kelimesinden alınan avukatlık mesleği, hem muhasebeci - serbest muhasebeci mali müşavir - yeminli mali müşavir meslekleri, hem de tıp doktorluğu mesleklerinin toplamının gümrükteki karşılığıdır. Bu özellikleri yansıtacak karşılık ne olabilir şu an bilemiyorum ama "GÜMRÜK AVUKATI" deyimi, gümrük müşavirliği ve gümrük komisyonculuğu deyimlerine kıyasla çok daha doğru bir kavram olmaktadır.

4458 sayılı kanunla gümrük müşaviri olabilmek için getirilen kurallardan eğitime ilişkin maddede "hukuk, iktisat, maliye, işletme, muhasebe, bankacılık, kamu yönetimi, siyasal bilgiler ve endüstri mühendisliği dallarında eğitim veren fakülte ve yüksek okullardan veya denkliği yüksek öğretim kurumunca tasdik edilmiş yabancı yüksek öğretim kurumlarından en az lisans seviyesinde mezun olmak" ile 3 yıl süre ile gümrük müşavir yardımcılığı yaparak, gümrük mevzuatı ve gümrüğe ilişkin iktisadi, ticari ve mali konuları kapsayan sınavda başarılı olma şartları, gümrük müşavirliği mesleğini avukatlık, tıp doktorluğu, muhasebe ve mali müşavirlik mesleklerinin üzerine çıkarmaktadır. En az lisans seviyesi en az 4 senelik bir yüksek eğitimi tarif etmektedir. Gümrük müşavir adayı, bu eğitimin üzerine gümrük müşavir yardımcısı olabilmek için bir gümrük müşavirinin yanında staj amacıyla 3 yıl çalışacak, sınava girecek gümrük müşavir yardımcısı olacak, müşavir yardımcısı olduktan sonra da 3 yıl süre ile daha gümrük müşavir yardımcılığı yapacak bilahare sınava girip kazanacak ve ancak gümrük müşaviri olabilecektir. Yani lise öğrenimden sonra 3 sene 3+3 toplam 6 sene daha staj yapacak ve zaman zaman belirlenen tarihleri bekleyerek sınavlara girerek arada önce gümrük müşavir yardımcısı olmak suretiyle hedeflediği GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ mesleğine ulaşabilecektir. Yani lise eğitiminden sonra 4+6= 10 sene eğitim, öğretim ve staj süresi geçirecek, staj dönemleri sonrasında aralarda birer sene de sınav tarihlerini beklediğini varsayar isek lise eğitiminden ancak 12 sene sonra GÜMRÜK MÜŞAVİRİ olabilecektir. Oysa lise eğitiminden sonra 6 senelik eğitimle tıp doktoru olunabiliyor. 4 senelik eğitimden sonra yapılacak 6 aylık stajla liseden sonra toplam 4,5 senede yargı elemanı (hakim, savcı, avukat) olunabiliyor. Her hangi bir konuda 2 senede ön lisans, üzerine eklenecek 2 senede lisans, üzerine eklenecek 2 senede, liseden sonra toplam 6 senede yüksek lisans diploması alınabiliyor veya 4 senelik lisans diplomasının üzerine 2 sene süreyle doktora yapılıp Dr. Unvanı alınabiliyor. Özetle her meslek için gerekli olan azami süre liseden sonra 6 sene iken gümrük müşavirliği mesleği için bu süre 12 seneye çıkmaktadır. Lisans eğitiminde de yüksek öğrenim kurulunun kabul edilmemesi de işin cabasıdır.

Kanunda böylesine ağırlık ve önem verilen gümrük müşavirliği mesleği gerçekte de bu ağırlık ve önemi fazlasıyla hak etmektedir. Gümrük müşavirinin hata yapabilme hakkı yoktur. Ya hatasız çalışacaktır ya da hatanın sonuçlarının faturasını ödeyecektir. Pardon diyebilme lüksü yoktur. İmza koyduğu işleri bir sınava benzetecek olur isek her sınavdan 10 üzerinden 10 almak zorundadır. Hataların ceremesi, o işten kazanabileceği paranın fevkalade üzerindedir. Başkaca hiçbir mevzuatta söz konusu dahi olamayacak ölçütlerde, senelerin birikimlerinin bir celsede ödenmesi dahi söz konusudur. Bir ulusun en önemli öğelerinden birisi olan gümrük maalesef çok karmaşık, sürekli devinim halinde olan bir mevzuata sahiptir. Bu sürekli hareketlilik, mevzuat ve mevzuat değişikliklerinin bir kısmının günün ve ülkenin ekonomik ihtiyaç ve göstergelerine göre yapılmasının yanı sıra büyük çoğunluğun işin bütün boyutlarına ve ilintili konularına vakıf olmayan gayrı ehil kişi veya kişilerce yapılmasından kaynaklanmaktadır. Gümrük müşaviri bu değişikliklere günlük değil anlık takip etmek zorundadır. Sürekli takip zorunluluğu, bir yandan vekil edenlerinin talepleri, bir yandan kural koyucunun yaptırımları, bir yandan kendi ekibinin zaafları, öte yandan sırtını devlete ve devletin gücüne dayamış memurlarının kaprisleri ile yukarılarda belirttiğim üzere farklı kültürlerden gelen, farklı eğitimleri almış kişilerin farklı yorumları yüzünden iş yapmakta zorlanması, gümrük müşavirliği mesleğini hem dünyanın en zor, hem en acımasız ve gaddar, hem de en hassas mesleklerinin ön sırasına almaktadır.

Böylesine önemli, karmaşık ve ulaşılabilme şartları zor ve külfetli gümrük müşavirliği mesleği ne yazık ki halen hedeflenen mesleki güvenceye kavuşamamış, kanun ve kural koyucular tarafından da güvence altına alınmamıştır. 1615 sayılı kanun ve öncesinde serbest meslek konumunda olmasına rağmen yetkisiz ve yetersiz kişilerce kurulan tüzel kişilikler eli ile icra edilmiş olması, 4458 kanunun getirdiği mesleğe yönelik yaptırımların defalarca yönetmelik değişikleri ile delinmesi, mülga kanunlardan başlayarak halen nakliyeci firmalara tanınan ve gümrük müşavirliği sınırları içerisine giren ayrıcalıkların çok ötesinde mesleğe ve meslek erbaplarının haklarına tecavüz (hakkına el uzatma, aşma, ötesine geçme) kumpanyaları da bu güvencesizliğin somut verileridir.

Gümrük müşavirinin olmadığı gümrük, avukatın olmadığı mahkeme, doktorun olmadığı hastane, muhasebeci veya mali müşavirin olmadığı mali alan gibidir. Gümrük müşavirliği mesleği gümrük olgusunun iki ayağından birisidir, diğeri ise gümrük teşkilatıdır. Bu güne değin gümrük müşavirlerinin hizmetleri olmasa hem gümrük teşkilatı mevcut personel sayısını dört katına çıkarmak zorunda kalacak, hem de ülke dış ticareti bugün geldiği noktanın onlarca kat gerisinde kalacak idi. Bu deyişimin kanıtı Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz çok yakın zamana kadar da Güney doğu Anadolu bölgelerinde bu mesleği icra eden yetkili ve yerleşik kişilerin olmayışı sebebiyle bu bölgelerimizdeki dış ticaret hacminin diğer bölgelere göre çok daha geri kalmışlığıdır.

Ne yazık ki gümrük olgusu toplumumuz ve idareler içerisinde hak ettiği konumun çok altında bir yerlerde olduğu gibi gümrük müşavirliği mesleği de buna paralel bir çizgidedir. 4458 sayılı kanun ile getirilen eğitim şartları dahi bu mesleğin alaylılıktan gelme özelliğini gidermemektedir. Gümrük olgusunun ve gümrük müşavirliği mesleğinin hak ettiği yerlere ulaşabilmesi için gerek gümrük teşkilatı çalışanlarının gerekse gümrük müşavir ve müşavir yardımcılarının liseden (orta eğitimden) sonra mesleğe yönelik örgün eğitim veren yüksek öğretim kurumlarından mezun olmaları gereklidir. 2 senelik ön lisans sayılabilecek temel eğitim ve öğretimden geçen mezunların gümrük teşkilatında memur veya gümrük müşavir yardımcısı olarak, bankalarda kambiyo memuru ya da Dış Ticaret Müsteşarlığı ve benzeri kurumlarda memur olarak, işe başlayabilmeleri, sektörde görev almak istedikleri bölümlere göre lisans eğitim ve öğretimine devam edenlerin 1 senelik stajdan sonra özel sektörde gümrük müşavirliği, devlet sektöründe muayene memurluğu gibi görevlere getirilmeleri, devlet sektöründe idarecilerin de üst düzey yöneticiler ile teftiş elemanlarının muayene memurluğu görevini yapan kişilerden seçilmeleri bu işi alaylılıktan okulluluğa taşır. Lisans eğitiminden sonra yine gümrük konusunda doktora ve veya yüksek lisans eğitimine devam edenlerin özel sektörde yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği, devlet sektöründe denetim elemanı, genel müdür ve üst düzey yönetimlerde değerlendirmeleri, yüksek lisans ve doktora konusunda hukuk konusunda yüksek lisans yapanların da gümrüğe ilişkin ihtilafların yargı aşamasında yükümlüleri temsil edebilmeleri ve hatta bu noktadaki temsil yetkisinin sadece bu kişilerde olması (yani avukatların yetkilendirilmemesi ya da hukuk eğitiminden sonra gümrük konusunda yüksek lisans yapan avukatlara verilmesi) gümrük sektörünün kariyerini yükseltecek, yüceltecek, daha da saygınlaştıracak ve hak ettiği noktalara kavuşturacaktır.

Bütün bunlar zaman, anlayış ve yukarılarda da bahsettiğim üzere her olgunun kendi kişiliğine kavuşuncaya kadar geçirdiği evreleri ve aşamaları olduğu gibi evre ve aşamalardır.

Ekonomik sınır olan gümrüklerde yükselecek düzey, aynı zaman da gümrüklerin yabancı insanlarla ilişkilerimizin başlangıç ve son kapısı olma özelliği nedeniyle derhal kendisini gösterecek, hissettirecek ve Ülkemizin dünya bütünündeki kariyerini yükseltecek denli etkinlik yaratacaktır.

Aşamayla geçen evre gelişmeyi, durma ya da gerilemeyle geçen evre gelişmeyi duraksatmayı, aslına uymayan değişikliklerle geçen evre yozlaşmayı beraberinde getirir.

Oysa uzaktan gözetleyebildiğim kadarıyla içinde bulunduğumuz evrede gümrük müşavirliği konusunda gelişme bir yana, durma ve hatta geri gitmeden de vazgeçtim, yozlaşmaya yönelik kulisler bir hayli yol kat etmişler. İşte tam da bu noktada Gümrük Müşavirlerine ve Derneklerine düşen tarihi görevler doğmuştur. Hiçbir meslek erbabının bu kötü gelişmelere duyarsız kalma gibi bir hakkı yoktur. Her meslek erbabı Dernekleri eliyle hayat bulacak çabalarını sonuna kadar sergilemek zorundadır. 17 senedir mesleğinin uzağında kalmış ben bile bu konuda üzerime nelerin düştüğü ve Derneğime bu konuda ne gibi katkılarım olabileceğinin arayışı içerisindeyim.

Devletimizin her daim var olacağı, güçlü olacağı inancıyla, devletimizin yasama yetkisini de elinde tutan yürütme organını toprak ve bayrak bütünlüğümüzü, siyasal sınırlarımız içerisinde birlik ve beraberliğimiz ile manevi değerlerimizi koruyacak güçlü, adil hükümetlerin temsil etmesi dileklerimle tüm camiaya saygılar sunarım.

 
 
Designed by Hasan ÇELİKYÜREK
Yayım : 26.12.2009 Güncelleme : 18.05.2013
Site İçeriğinin İzinsiz Alınması Kopyalanması Yasaktır. © - 2005